13 Mart 2014 Perşembe

Bastian Balthasar Bux




Herkesin bi hayat teoremi vardır dimi eninde sonunda. Her an ya da her yaşda değişen farklı bakılan şekilde. Neyse ki her zaman bize en doğru olanı yaşadığımıza inanan varlıklarız da karşılaştırırken ortalamanın üstü psikolojisiyle kendimizi pohpohlamaktan geri kalmıyoruz. Bizli falan konuşucam ama tuhaf bi tarikatın mensubu değiliz, biziz basitçe. Biz derken her birimiz.

Aslında hayatı sorgulamanın da ötesinde yaşadıklarımızın neresinde olduğumuzu çoğumuzun bilmediğini hissettim hep. Bi çemberin içinde kapalıysak, merkezdekilerin çemberin duvarlarını, duvardakilerin de merkezi ya da herhangi bi yeri hayal ederken arkasına bakmadan koşmasını, koşarken sadece arkasına değil sağına veya soluna bakmadan, kendisi gibi koşanların ne kadar farklı olup olmadığını farketmediğini düşünürüm. O esnada ortada dönen keşmekeşin içindeki tüm insanların bi çemberi oluşturduğunu görün. Bence hatayı da burada yapıyoruz, bizim için iyi olanı ararken etrafımızdaki kişilerin ya da o kişilerin oluşturduğu çemberin neresinde olduğumuzun farkına varamadan geçip gidiyoruz. Hepimiz düşündüğümüz rotada giderken kimin o gittiğimiz çemberin duvarından daha soğuk daha sert olduğunu, herhangi birinin aslında aradığımız şeylerin yolunu gösterecebileceğine inanamıyoruz. Bu kadar belirsizliğin içinde kaybolduğumuz şeyin bi delik ya da çukur olmadığını, sadece yine insanların arasında bi yerde olduğunu farkedemiyoruz. Başka bi yerde başka insanlarla da kaybolabileceğimizi göremediğimiz gibi. Belki de olduğumuz yerde kalmalı, insanlara bakmalı, tahmin etmeli, pişkinlikten uzak bi şekilde sadece beklemeliyiz. Belki de hiçbirisi. Sadece en doğrusu olduğuna inandığımız bi hayat sürecek gidecek en sonunda. Koşarak yavaşlayarak ya da durarak ve biz yine karar veremeyeceğiz. Ve çemberin tabanını hep altın hayal ettim, garip ışıkların yansımasını yansıtması için. İnsanların yüzünde gördüğümüz şeylerin aslında bizim altımızdan geldiğine inandım. O çemberin altındaki altınların içimiz yansıttığını, çemberimizin büyüklüğünü belirleyenin de yine o altınların olduğuna. Hem de içimizi acıtanlarından ya da mükemmel bi pürüssüzlük gösterenenlerinden. Duygularımız gibi.

Tüm belirsizliklerin cevabını gözlerimi yummadan önce verebilirim umarım. Hoş ne zaman yumacağım da bi belirsizlik abidesi ya

Belki de bunun gibi bizim çemberimiz
Hey Rosetta! - Yer Spring : http://www.youtube.com/watch?v=8JYzp7wKhGQ

Hoşçakalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder